Meddem Hastanesi Medikal Onkoloji bölümümüzde, kanser tanısı alan hastaların tedavi ve izlem planları; ilgili cerrahi birim, radyoloji, patoloji, nükleer tıp, dahili birimler ve radyasyon onkolojisi bölümlerinin işbirliğiyle multidisipliner bir yaklaşım çerçevesinde belirlenmektedir. Tedavi ve izlem süreçlerinde hastaların gereksinimlerine bağlı olarak;

Kemoterapi

İmmünoterapi (Vücudun bağışıklık hücrelerini tümör hücrelerine karşı harekete geçirerek kanserin gelişmesi ve yayılmasını önleme tedavisi)

Destek tedavisi (Semptomatik Tedavi)

Ağrı Tedavisi (Algoloji)

Beslenme ve Diyet

ile tümörün çoğalmasını önleyici ve destekleyici olarak hastalığın belirtilerini azaltıcı (palyatif) tedavi ekibinden de yardım alınmaktadır.

Radyoterapi

Radyoterapi, iyonlaştırıcı yüksek enerjili radyasyonu kullanarak tedavi etmek demektir. Işın tedavisi, eski ismiyle şua tedavisi de denmektedir. Radyoterapi büyük oranda kötü huylu kanserlerin bazen asıl tedavisi, bazen tamamlayıcı tedavisi, bazen de rahatlatıcı tedavi yöntemi olarak kullanılmaktadır. Radyoterapi, kötü huylu kanserlerin dışında iyi huylu tümörlerin tedavisinde, nadiren de tümör dışı bazı durumlarda kullanılabilir. Radyoterapi ile kötü huylu hücrelerin ölüdürülüp yok edilmes, tekrar etmemesi amaçlanır.

Radyoterapi Kararı

Radyoterapi kararı, hastalığın teşhisinden sonra o kanserin türüne, evresine, ameliyat edilebilir durumda olup olmamasına, bazen hastanın tercihine ve yaşına, eşlik eden başka bir hastalık olup olmamasına göre verilir. Radyoterapi kararı bazen ilgili veya yakın branştan doktorların ortak kararı (konsey, multidisipliner toplantı) ile olur.

Tedavi Ekibi

Bir radyasyon onkolojisi kliniğinde radyasyon onkolojisi alanında ihtisas yapmış doktorun yanısıra, radyoterapi fiziği alanında yüksek lisans veya doktora yapmış fizik mühendisi veya fizikçi, radyoterapi teknikeri ve hemşire de bulunmaktadır.

Radyoterapi Planı ve Uygulanışı

Radyoterapi kararı verilen bir hastanın radyoterapi uygulanacak bölgenin tedavi planı için tomografisi çekilir. Bu tomografi görüntüleri radyasyon onkolojisi kliniğinde bulunan planlama bilgisayarlarına aktarılır. Daha sonra doktor tarafından radyoterapi verilecek hedef bölge, hastanın ameliyat olup olmadığına göre, kanserin türüne ve o andak yaygınlığına göre bilgisayar ortamında çizilir. Bunun dışında hedef bölgenin yakınındaki radyasyona maruz kalmasının istenmediği böbrek, kalp, omurilik gibi kritik normal organ ve dokular da çizilir. Radyoterapi fizikçisi tarafından bilgisayar ortamında bu görüntüler üzerinden doktorun uygulamak istediği doz ve güne göre plan yapılır. Doktor ve fizikçi plan üzerinde son kararlarını verdikten sonra bu radyoterapi planı tedavi cihazına bağlı bilgisayara gönderilir ve hasta tedaviye hazır hale getirilmiş olunur. Tedavi cihazında doktor ve radyoterapi teknikeri hastayı tedavi masasına uygun şekilde yatırdıktan sonra ışınlanacak bölge ayarlanır. Tedavi cihazında doğru yer mi ışınlanıyor diye kontrol eden bir sistem vardır. O sistemde doktor son kontrolünü yaptıktan sonra hastanın tedavisine başlanır. Bu aşamadaki kontrol her gün veya istenildiği sıklıkta tekrar edilebilir.

Radyoterapi tek başına uygulanabileceği kemoterai ile eş zmanlı da uygulanabilir. Bir radyoterapi seansı bir kaç dakika sürmektedir. Tedavi esnasında hasta herhangi bir şey hissetmez. Ancak radyoterapi çoğunlukla haftalarca süren seanslar şeklinde olduğu için uygulanan bölgeye ve doza göre ilerleyen günlerde bazı yan etkiler olabilir. Muhtemel yan etkiler tedavi öncesi doktor tarafından hastaya anlatılır.

Meddem Hastanesindeki Radyoterapi Cihazı

Hastanemizdeki cihaz ile 3 boyutlu konformal (3D) ve yoğunluk ayarlı radyoterapi (IMRT) yapılabilmektedir.

KANSER TARAMA TESTLERİ

Kanser taramaları, erken tanının hastalık kontrolünde önem kazandığı kanser türlerinde yapılmalıdır. Meme, serviks, kolon ve cilt kanserlerinde erken tanının yaşam kayıplarını azalttığı klinik araştırmalar ile gösterilmiştir.

Kanserin biyolojisinin daha iyi anlaşılmaya başlanmasıyla kanserden korunma kavramı da somutlaşıyor. Sigara, tükettiğimiz besinler, tarım ilaçları ve obezite kanserin en önemli çevresel nedenleri arasında sıralanıyor. Kanserde erken tanıyı sağlayan tarama yöntemleri de korunma kapsamında değerlendiriliyor.

Erken teşhis pek çok kanser türünde hayat kurtarıcı bir rol üstlendiği gibi bir çoğunda da yaşam süresinin ve yaşam kalitesinin artışında önemli bir faktör oluşturuyor. Bu nedenle birçok kanser türünde kanser taramaları önem kazanıyor. Özellikle meme, rahim ağzı, kolon ve cilt kanserlerinde erken evrede yapılan teşhis, yaşam kurtarıyor. Kanser taramalarının, erken tanının hastalık kontrolünde ve sağ kalımda etkili olduğu kanserlerde ön plana çıkıyor.

Meme Kanseri Taraması

Meme kanserinin erken tanısında en önemli yöntem mamografi. 50 yaşın üstünde yıllık mamografi ve kendi kendini muayene yöntemi ile ölüm oranlarının yüzde 20-30 arasında azaldığını gösteren birçok çalışma var. Eğer,ailede çok genç yaşlarda meme kanseri görülmüş ise (özellikle 1.derecede akrabalarda) mamografik taramalar ultrason desteğinde 30-35 yaşlara kaydırılabilir. Mamografinin her yıl tekrarlanması gerekir.

Meme kanserlerinin birçoğunu hasta ilk defa kendisi saptamaktadır. Bu nedenle kendi kendine yapılan meme muayenesi erken tanı için önemlidir.

Serviks Kanseri

Tüm kadınlar, cinsel yaşama başladıkları yaştan itibaren her yıl Papanicolaou smear (Pap smear) testi yaptırmalıdır. Cinsel yaşamın başlaması ile HPV (Human papilloma virus) infeksiyonu riski de artmaktadır. HPV, serviks kanserinde bugün bilinen en önemli etkendir. 30 yaşına kadar, üst üste üç normal test geçirenlerde taramalar her 2-3 yılda bire azaltılabilir. Taramalar 70 yaşında sonlandırılır. HPV için aşı çalışmaları da başlatılmıştır. Pap smear kolay, ucuz ve ağrısız olması nedeniyle en çok uygulanan tarama testidir.


Kolon Kanseri

Kolon kanseri taramalarında dışkıda gizli kan saptanması en ucuz ve kolay bir yöntemdir. Yılda bir kez yapılan test ile kolon kanseri yaşam kayıplarında %30 azalma sağlandığı gösterilmiştir. Ancak yanlış pozitivitesi yüksektir. Gaitada gizli kan (GGK) pozitif olan olguların ancak %2-10’unda kanser saptanır. %20-30’unda ise adenomatöz polipler bulunur. Bu nedenle (+) GGK testleri kolonoskopi girişimlerini gereksiz olarak artırırsa da mortaliteyi azaltıcı etkileri gösterilmiştir. Birinci derecede akrabalarında kolon veya rektum kanseri olanlarla, ülseratif kolitli hastalarda ve daha önce adenomatöz polip saptanan hastalarda her yıl kolonoskopi, normal bireylerde ise 50> yaş üstünde her 3-5 yılda bir kolonoskopi önerilir.


Prostat Kanseri

Prostat kanseri için en sık önerilen tarama testleri, prostat spesifik antijen (PSA) ve rektal muayenedir. PSA’nın kolay uygulanabilir bir test olması nedeniyle, Avrupa ve ABD’de prostat kanseri yılda en fazla tanısı konulan kanser sırasına yükselmiştir. PSA ölçümleri ile asemptomatik pek çok prostat kanserine erken tanı konması mümkündür. Ancak, bunların birçoğu sağlığı gerçek olarak tehdit etmeden çok yavaş seyredecek ve tedavi gerektirmeyecektir. Ölümcül seyirli olanların ise çoğunun tanı konduğunda şifa şansı yoktur. Bu nedenle bazı otoriteler, prostat kanseri taramalarına karşı çıkmakta, klinik olarak önemsenmeyecek ve asemptomatik, yavaş seyirli kanserlerin tanısının morbidite ve gereksiz tedavi nedeniyle mortaliteyi artırdığını ileri sürmektedirler. Tedavi amacıyla yapılan radikal prostatektomi veya radyoterapinin empotans, inkontinans gibi yan etkileri ölümcül olmamakla birlikte yaşam kalitesini bozucu niteliktedir.


Over (Yumurtalık) Kanseri

Over kanseri için ileri sürülen tarama testleri, pelvik muayene, transvaginal ultrasonografi ve serum Ca-125 testleridir. Pelvik muayene over kanserinin mortalitesini azaltacak kadar duyarlı bir test değildir. Transvaginal ultrasonografi ve Ca-125 testleri ile yapılan randomize kontrollü çalışmalar ise henüz sonlamamıştır.


Akciğer Kanseri

Akciğer kanseri taramasında, akciğer filmi, bilgisayarlı tomografisi ve balgam sitolojisi erken tanı amaçlı kullanılmıştır. Bu tarama testlerinden hiçbirinin mortaliteyi azaltıcı etkisi gösterilememiştir. Spiral BT’ler tanıyı daha erken evrelere getirmekle birlikte, yanlış pozitif bulgular nedeniyle morbiditesi fazladır ve sağkalım üzerine etkileri tartışmalıdır.


Mide ve Özofagus Kanseri

Mide kanserlerinde ve lenfomalarında Helicobacter pylori ve Helicobacter felis eradikasyonunun kanser gelişimini önlediği, displastik mide mukozasının düzeldiği deneysel çalışmalarda gösterilmiştir. Japonya gibi, mide kanseri insidansı çok yüksek olan ülkelerde gastroduodenoskopik taramalar ile kanser sadece cerrahi ile tedavi edilebilir çok erken evrede yakalanabilmektedir. Reflü özofajitler sonucu gelişen Barrett Özafagusu’nun erken saptanması ve tedavisi (endoskopik, cerrahi veya fotodinamik olarak) özofagus kanserlerinin en azından bir kısmının gelişmesini engelleyecektir.

Tablo 2. Asemptomatik standart-riskli bireylerde tarama önerileri

Tarama Testi

AKD

AKHSD

Meme muayene (Birey)

>20, her ay

Önerilmiyor

Mamografi >40, her yıl

40-75, her 1-2 yılda

PAP smear

 

Cinsel aktif hayata başladıktan 3 yıl sonra veya >21 yaştan sonra her yıl

18-65 yaş, her 1-3 yıl

Gizli kan

>50, her yıl

>50, her yıl

Sigmoidoskopi

>50, her 3-5 yılda

>50, her yıl

PSA

>50, her yıl

Önerilmiyor

Rektal muayene (tuşe)

>40, her yıl

Önerilmiyor

AKD: Amerikan Kanser Derneği; AKHSD: Amerikan Koruyucu Halk Sağlığı Dairesi.

BU BİRİMDE GÖREVLİ HEKİMLERİMİZ